23 Mayıs 2012 Çarşamba

4. Murad Efsaneleri

                                                              Yenikapı

 Sultan  IV. Murat, kılık  değiştirip halkın  arasında  dolaşmaktan  çok  hoşlanırmış. Bu şekilde gezerek koyduğu yasaklara uyulup uyulmadığını denetlermiş. Bir gün yine
kılık  değiştirerek  Üsküdar’dan  bir  kayığa  binmiş.  Kayıkta  bulunan  bir  yolcu  ile  derin  bir
sohbete  dalmış.  Padişah  yolcuya  kim  olduğunu,  ne iş yaptığını sormuş. "Bana  Üsküdarlı  Remmal  Ahmet  Ağa  derler"  diye  yanıtlamış  yolcu.  "Remil  atar,  gaipten haber veririm." Padişah, meraklanmış ve bir soru daha sormuş. "Madem  böyle  bir  hünerin  var,  remil  atarak  padişahın  şu  an  nerde  olduğunu  söyleyebilir misin?" deyince, Ahmet Ağa, "Elbette söylerim" diyerek remilini atmış ve, "Benim hesabıma göre padişah  şu  anda derya üzere olmalı, bir daha bakayım da yerini  tam söyleyeyim." Attığı remile gözlerini diken Ahmet Ağa, bir süre şaşkın şaşkın bakınıp, "Tuhaf  şey! Padişah bu kayığın  içinde görünüyor. Padişah ben olmadığıma göre o  sizsiniz!"  demiş ve Sultan IV. Murat’ın ayaklarına kapanmış. Padişah
, "Gerçekten hüner sahibiymişsin" demiş, ama bir soru daha yöneltmiş korkudan beti benzi atan Ahmet Ağa’ya. "Ama daha işin bitmedi. Şimdi bir remil daha at bakalım. Karaya çıkınca benim hangi kapıdan geçerek  İstanbul’a  gireceğimi  söyle. Bunu  yaparsan ödülün büyük  olur. Ama  yapamadın mı gerisini sen düşün artık!" Ahmet Ağa  üçüncü  kez  remilini  atmış,  ama  bu  kez  hiçbir  şey  söylememiş.  Remilde gördüklerini bir kâğıda yazarak, katladığı kâğıdı padişaha uzatmış.
    "Hangi  kapıdan  gireceğiniz  bu  kâğıtta  yazılı  hünkârım! Ama  sizden dileğim,  kapıdan  geçip kente girdikten sonra buna bakmanızdır." Padişah  kâğıdı  alıp  cebine  koymuş. Kayık  karşı kıyıya  varınca  karaya çıkmış  ve  yakındaki surlarda  nöbet  tutmakta  olan  muhafızlara,  surlarda  hemen  bir  kapı  açmalarını  buyurmuş. Muhafızlar,  ellerinde  kazma  kürek  hemen işe  koyulmuşlar  ve kısa  sürede  surların  o bölümünde yeni bir kapı açmışlar. Padişah bu yeni  açtırdığı  kapıdan  İstanbul’a  girer  girmez  cebindeki  katlanmış  kâğıdı çıkarıp okumuş ve hayretler içinde kalmış. "Yeni kapınız hayırlı uğurlu olsun padişahım!"
IV. Murat’ın açtırdığı kapıya, bu nedenle "Yenikapı" adı verilmiş. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder